Yıllarca varis tedavisinde tek kökten tedavi yöntemi, cerrahi olmuştur. Hastalar , ameliyata gidene kadar, varis çorapları ve şikayetlerini azaltacak ama hastalıklarının ilerlemesine veya tedavisine katkısı olmayan ilaçlarla takip edilmekteydi. Bunun neticesinde, hastalıklar zamanla ilerlemekte ve daha komplike hale gelmekteydi.Cerrahinin hakkını yemeyelim; yıllarca biz cerrahların, varis hastalıkları için sunduğumuz önemli bir tedavi uygulamasıydı. Nitekim halen çoğu kalp damar cerrahı için varisli toplardamarları , striping yani sıyırma yöntemi ile çıkarmak tek seçenek olmaya devam etmektedir. Bu cerrahlar varisli ana toplardamarları yani büyük Safen damarını; kasıktan ve bilekten veya diz üzerinden yapılan kesilerle bularak, yan dallarını bağlayıp kestikten sonra, varisli damarın içinden bir tel göndererek , hastalıklı yapıyı vücut dışına çıkarırlar. Daha sonra bu ana varisli damarın genişlemiş yan dallarını yani pakeleri de, bulundukları yerlerdeki cilt üzerine açtıkları yaklaşık 1-2 cm ilk kesilerden çıkarırlar, buna da flebektomi denir.
Son 10-15 yıl içinde tıbbın bütün alanlarında olduğu gibi varis tedavilerinde de çok hızlı değişimler oldu. Artık hastalıklı damarları vücut dışına çıkarmıyor, oldukları yerde iptal ederek tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Bunun için pek çok materyal kullanmaktayız. Lazer, radyofrekans, yapıştırma, köpük gibi uygulamalar bunlardan başlıcalarıdır. Bu uygulamalara ameliyatsız varis tedavisi diyebiliriz, çünkü genel anestezi olmadan, kesiye ihtiyaç duymadan, hastanın konforunu ve sosyal hayata katılımını engellemeden ve işlem sonrası şikayetlerini en azda tutarak bunlar gerçekleştirilebilmektedir. Hatta çoğu uygulama hastaneye yatma veya hastanede kalma ihtiyacı olmadan, muayenehane koşullarında dahi yapılabilmektedir. İşlem sonrası varis çorabı kullanım süreleri de bu uygulamalarda daha az olmaktadır. Peki, ameliyatın varis hastalıklarının tedavisinden tamamıyla yok olmaya gidiyor olduğunu söyleyebilir miyiz? Bunu kısmen söyleyebiliriz. Ancak şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, bazı cerrahi uygulamalar artık, lokal uyuşturma ile, dikiş dahi gerektirmeyecek mikro kesilerle yapılmaktadır. Aslında bunlara kesi değil de delme diyebiliriz, çünkü iğne ucu kadar bir delikten işlem yapılmaktadır. İşte bu yöntem, varis pakeleri için kullandığımız mikroflebektomi yöntemidir.
Tedavideki bu çeşitlik, kalp damar cerrahının elini güçlendirmiş ve hastanın , kendine özgü olan tedavi konfigürasyonunun sayısını arttırarak, hastaya yönelik tedavi planı çıkartma imkanı sunmuştur. Hastalığın ismi varis olmakla birlikte, her hastadaki sebepleri ve görünümleri farklı olabilmektedir. O nedenle fleboloğun yani varis hastalıkları tedavisi ile uğraşan kalp damar cerrahi uzmanının, hastayı muayenesi, tanıların doğru konulması çok daha önemli olmaktadır.
Mikroflebektomi nedir?
Bu yöntem cilt dışına çıkmış varis pakelerinin küçük iğne deliklerinden vücut dışına çıkarılması yöntemidir. Muayene koşullarında uygulanabilir. Açılan delikler için dikiş gerekmez , bantlarla kapatılır ve bu nedenle de iz bırakmaz, iyileşme süreci de konforludur. Lokal uyuşturma yapıldığı için hasta acı da hissetmez, 30 dk- 1 saat içinde, ikinci bir seansa ihtiyaç kalmayacak şekilde hasta pakelerinden , tekrarlamayacak şekilde kurtulmuş olur .
Mikroflebektomi Nasıl Yapılır?
Hasta ayakta ve varisli damarları belirgin iken özel bir kalemle varisler ve açılacak delik noktaları işaretlenir. Daha sonra hasta yatırılarak, hastalıklı bölge batticon gibi ilaçlı bir sıvı ile temizlenir ve steril örtülerle çevrelenir. Hekim ve asistanı da steril giysiler giyerler ve işleme başlanır. Önce işlem bölgesine, çok ince iğnelerle lokal anestezi yapılarak uyuşma sağlanır ve hastanın işlemde acı duyması önlenir. Daha sonra işaretli bölgelere minik delikler açılarak bu deliklerden tığ benzeri özel bir alet gönderilir ve varisli damar bu tığ ile tutularak dışarı çıkarılır. Böylece varisli damar boyunca minik minik, damar parçaları çıkarılmış olur. Deliklerin üzeri bantlarla kapatılır ve bu bölge bandajlanarak işleme son verilir. Çoğunlukla bandaj bir gün tutularak ertesi gün çıkarılır ve Class 2 varis çorabı giyilir. Varis çorabı kullanımı genellikle bir veya iki haftayı geçmez. Kontrol muayenesinden sonra , varis çorabı da bıraktırılacak ve bir daha işlem yapmaya ihtiyaç olmayacaktır.
Mikroflebektomi kimlere uygulanır?
Mikroflebektomi uygulanabilmesi için varisli damarın 2-3 mm nin üzerine çıkmış olması ve ciltte belirginleşmesi gerekir. Bunun altındaki ölçülerde köpük tedavisi daha iyi bir seçenek olabilir. Ben kendi hastalarımda, bu yöntemi diğer tedavi seçenekleri ile kombine bir şekilde ve bazı durumlarda kullanmaktayım. Daha önce de vurguladığımız gibi, tedavi yöntemlerinin seçimi hastanın hastalığına ve tedavideki beklentilerine bağlı olarak hekim tarafından hastaya sunulmalı ve her tedavinin , avantaj ve dezavantajları hakkında bilgilendirme yapıldıktan sonra belirlenmelidir. Her tedavi her hastaya uygun olmayabilir.
Mikroflebektomi Yan Etkileri Nelerdir ?
İşlemin önemli bir komplikasyonu yoktur. En önemlisi, yeterince varisli damarların çıkarılamaması olabilir. Bu iyileşmeyi etkilemez, sadece iyileşme sürecini etkiler. Gerekirse kalan varisli damarlara ek olarak köpük tedavisi ile kapatma (skleroterapi) de yapılabilir.