Varis tedavisinin pek çok çeşidi vardır. Bunlar arasında cerrahi yöntemler veya ameliyatsız varis tedavileri dediğimiz ;köpük tedavisi yani skleroterapi, radyoofrekans, lazer gibi ısı ile yapılan uygulamalar veya yapıştırma , zamk ile tedavi yöntemleri bulunmaktadır.
Tedavi seçimi her hastanın kendi hastalığına göredir yani hastaya özeldir. Dolayısıyla tedaviden sonra dikkat edilecekler konusu da hastaya ve uygulanan yönteme göre değişmektedir.
Tedavi sonrası dikkat edilecekler konusu , uygulanan tedavinin etkinliğinin arttırılması ve olası yan etkilerden korunmayı veya daha az zarar görmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle hastanın tedaviye ve doktorunun yönlendirmelerine dikkat etmesi, hasta memnuniyeti açısından çok önemlidir.
KÖPÜK TEDAVİSİ (SKLEROTERAPİ) SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Köpük tedavisi veya bilimsel adıyla skleroterapi, hastalıklı damarın içine ilaç enjekte ederek kurutulması yöntemidir. Buradaki hedef, ilacın damarın iç çeperine temas ederek orada bir hasar oluşturması ve varisli damarın bu yolla kapanmasının sağlanmasıdır. Bu tedavi sırasında en önemli konulardan birisi ilaç enjekte edilen damarın, uygulama sonrasında iki hafta boyunca sıkıştırılması yani kompresyon uygulanmasıdır. bu amaçla bandaj ve varis çorabı kullanmaktayız. Uygulamanın hemen arkasından genellikle bandaj uygulanmakta ve bunun bacakta kalış süresi, damarın çapına göre 1-4 gün arasında değişmektedir. Bandaj söküldükten sonra sıkıştırmaya ,varis çorabı ile devam edilmektedir.
İki haftalık varis çorabı kullanım süresi , bilimsel çalışmalardan elde edilmiş olan bir veridir. Hastalıklı damarda istediğimiz sonucun alınması ve kaliteli bir iyileşme elde etmek için bu gereklidir. Bu demektir ki eğer bir hastaya tek seanslık bir tedavi uyguluyorsak, tedavi sonrası iki hafta varis çorabı kullanması gereklidir. Geceleri de kullanılırsa iyileşme kalitesi daha da artacaktır. Bu süre ana damar (safen damarı) tedavilerinde altı haftaya uzatılmaktadır.
Varis çorabının buradaki kullanımı, genel kullanım amacı olan, şikayetlerin azaltılması veya korunma amacından farklılık göstermektedir, o nedenle opsiyonel değildir, muhakkak uyulması gereklidir. Hatta özel durumlar haricinde(kılcal varisler gibi), varis çorabı kullanamayacak hastalara tedavi yapılmamaktadır.
Yaz döneminde varis tedavisi yaptırmakta sakınca yoktur. Tedavinin etkinliği mevsime göre değişmez. Köpük tedavisi tamamlandıktan 1 ay sonra , tedavi bölgesine direk güneş ışığı alınabilir. Ancak yine de ilk yıl 50 faktörlü güneş koruyucu kullanmak ve tedavi bölgelerini uzun süre güneşe tutmamakta fayda vardır. Denize girmekte, yüzmekte hiçbir kısıtlama yoktur.
Köpük tedavisi yapıldığı gün bol sıvı alınmalı ve tedavinin hemen arkasından 15-20 dakikalık yürüyüş yapılarak bacak kasları çalıştırılmalıdır.
Ağırlık kaldırma gibi ağır egzersizler, 48 saat ertelenmeli, aşırı sıcak hamam ve saunadan , solaryumdan tedavi boyunca kaçınılmalıdır. Banyo yapmakta, duş almakta herhangi bir erteleme yapmak gerekmez.
Pilates, yürüyüş, kardiyo egzersizleri için erteleme yapmaya gerek yoktur ama bacaklara aşırı yük bindirmekten kaçınılmalıdır.
İşe gitmekte veya sosyal hayatta herhangi bir ertelemeye ihtiyaç yoktur.
Mecbur kalınmadıkça aynı gün uçak, otobüs yolculukları çok tercih edilmez. Yolculuk sırasında muhakkak varis çorabı giyilmeli, saat başı mümkünse yürüyüş yapılmalı, bol sıvı tüketilmeli ve baldır kaslarını çalıştırıcı egzersiz yapılmalı, alkol ve kahve tüketimi azaltılmalıdır.
Lazer epilasyonun varislere bilinen bir zararı yoktur ve tedavi sırasında bu işlem de yapılabilir.
Köpük tedavisi sonrası uygulama yerlerinde, morluklar ve sertlikler olacaktır, bunun için doktorunuz tarafından önerilmiş olan jelleri düzenli kullanırsanız, iyileşmeniz hızlanacaktır.
LAZERLE VE RADYOFREKANSLA VARİS TEDAVİSİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Lazer veya radyoofrekansla uygulanan varis tedavilerinde ısı kullanılarak hastalıklı damarlar kurutulmaktadır. Ana damar tedavilerinde , damarın içerisine kateder dediğimiz bir tel gönderilerek buradan lazer veya radyoofrekans enerjisi ile oluşturulan ısı damarın iç çeperine zarar vererek kurutma, kapatma işlemi (ablasyon ) yapılır. Her iki sistem ayrıca yüzeyel, kılcal varislerin tedavisi için cilt üzerinden de uygulanır. Ana damar uygulamaları ister lazerle (EVLA) ister radyoofrekansla (EVRF) uygulansın sonrasında yapılacak işlemler aynıdır. Bir haftalık bir varis çorabı kullanımı (gece dahil) yeterlidir. Banyo için çıkarılabilir. Ancak uzun süre ayakta çalışan kişiler bu süreyi bir veya iki hafta daha uzatabilirler.
Cilt üzerinden yüzeyel lazer ve radyoofrekans uygulamalarından sonra uygulama yerinde kızarıklık ve kabuklanmalar oluşabilir ve iyileşmesi on beş gün ile bir ayı bulabillir. Bu kabuklanmaların kaşınmaması, kaldırılmaması gerekir.
Bu dönemde güneş ışığından uzak durmakta fayda vardır. Birinci günden sonra aşırı sıcak olmamak üzere banyo yapmakta sakınca yoktur, ancak uygulama yerlerinin travmatik şekilde keselenmesi istenmemektedir.
YAPIŞTIRMA (ZAMK, GLUE) İLE VARİS TEDAVİSİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Bu tedavi yönteminde yetersizlikli olan ana damar, kimyasal veya ısısal olarak yakılma olmadan, yapıştırılarak kapatılır ve iptal edilir. İşlem sonrası varis çorabı kullanımının en az olduğu uygulama budur. Bu da onun avantajlarından biridir. Ancak biz yine de , herhangi bir engel yoksa opsiyonel olarak bir hafta varis çorabı önermekteyiz.
MİKROFLEBEKTOMİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Mikroflebektomi, görünür haldeki, cildin üzerine çıkmış büyük varislerin, iğne deliği notalarından, dikiş gerekmeyecek şekilde, hassas aletlerle çıkarılması işlemidir. Lokal anestezi ile uygulanır ve işlem sonrasında, ödem ve morluklar oluşmaması için 3-4 gün varis çorabı kullanımı gerekebilir. Sadece bir bölgede yer alan, cildin üzerindeki büyük varis pakeleri için kullanılan ve hemen sonuç veren bir yöntemdir.